genel istatistikler
toplam16
bugün0
dün0
bu ay0
geçen ay0
toplam +11
toplam -0

corpse bride

    tam adı "tim burton's corpse bride" olan 2005 tarihli stop motion animasyon filmi. uzun metraj animasyon filmi dalında oscar'a aday olmuş lakin ödülü wallace and gromit : the curse of the were-rabbit'e kaptırmıştır.

    tim burton'ın ilk uzun metraj animasyon filmi the nightmare before christmas ile karşılaştırıldığında, animasyon kalitesindeki fark hemen göze çarpar. yine iki filmde de -ve burton'un diğer eserlerinde- hakim olan gotik anlatım acımasız ve bir o kadar da saf bir mizah anlayışı ile iç içedir.

    "ölü bir kalp hala kırılabilir mi?" düşüncesinin etrafında uçuşan harika bir masaldır Corpse Bride. hatta kimi zaman bu uçuşan tozlar üzerimize bulaşır ve ölüm hakkında bir çocuğun aklına gelebiliecek sorulara yetişkin kafalarımızla cevaplar uydurmaya çabalarız.

    şöyle ki halen hayatta olan birine aşık olan ölü gelini teselli etmek isteyen bir karadul ve kurtçuğun söyledikleri ilgi çekicidir;

    "the sure redeeming feature, from that little creature, is that she's alive
    overrated!
    overblown!
    everybody know that's just a temporary state
    which is cured very quickly when we meet our fate"
    (22.05.2006 14:10)

nzmtrk

    bu adam yalnız üzerine yazdıklarıyla bir kağıdı tutuşturabilir.
    (18.05.2006 15:42)

the mysterious geographic explorations of jasper morello

    yönetmenliğini anthony lucas'in yaptığı 2005 yapımı kısa animasyon filmi. geleneksel yöntemlerin, modern 3d animasyon'la benzersiz bir karışımıdır. günümüz saçma kurgularıyla bulanmış zihinlerimize, özlediğimiz klasik hikayelerinin ruhunu fisildar. karakter animasyonlari cut-out ile geleneksel cizim yonteminin karisimidir. arkaplanlar ve mekanik hareketler ise 3d tasarimlarin muhakkak plastigi andirmamasi gerektiginin ispatidir. 2005 yilinda kisa animasyon dalinda oscar'a aday olmustur.
    (20.04.2006 23:37)

jasper morello

sanches

    diyardaki gece uçuşlarımın çoğunu birlikte yaptığım kadim dost. çoğu zaman beni merdivenin üst basamaklarına yada yüksek raflara yerleştirir, ben de inatla oralardan aşağı atlarım. ama bu adam her seferinde dağılan buzkanatlarımı toplamama yardım eder. sonra beni tutar buzdolabının üzerine kor, ben oradan da atlarım...

    sözlükte gösterdiği performans kimi zaman beni bile şaşırtır. tanıyamam.. gece uçuşları sırasında tekrar tanışırız, dost oluruz. sonra ben uyurum. sanches beni dolabın en tepesinde saklar. sabah olur, kendimi aşağı atarım, sanches benden önce uyanmış ve aşağıda beni bekliyor olur...
    (20.04.2006 00:46)

vizontele

    yılmaz erdoğan'ın 2001 tarihli filmi. 1970'lerin başlarında hakkari'ye ilk televizyonun gelişiyle yaşanan olayları anlatan filmde, yilmaz erdogan, demet akbag, altan erkekli ve cem yilmaz gibi tanınmış ve başarılı sanatçılar boy göstermektedir. özellikle altan erkekli'nin filmdeki performansı hayranlık uyandırıcıdır. her ne kadar bir komedi filmi olsa da, içinde barındırdığı trajik unsurlar, zengin oyuncu kadrosu, samimi anlatımı ve kardes turkuler in yaptığı olağanüstü müzikler, filmi sanatsal bir şölene çevirir. filmin başarısı üzerine çekilen ikinci filminse (bkz: vizontele tuuba), ilk filmin gölgesinde kaldığı aşikardır.
    (20.04.2006 00:34)

mama said

    şarkıyı hetfield kendisi ve annesi için yazmıştır. albume koymak gibi bir niyetinin olmadığını fakat günün birinden kendi kendine çalarken, grup elemanlarının şarkıyı duydukları ve "hey, bunu mutlaka albüme koymalıyız!" dedikleri söylenir.
    (20.04.2006 00:31)

sensiz olmaz

erkan oğur

    "elazığlı'yım, müziği severim, harput'a gömülsem isterim.."

    halk müziği üstadı. mükemmel bir sanatçı ve örnek bir kişilktir. türk halk müziğinin unutulmaya yüz tutmuş, neslimizce ise hemen hemen hiç bilinmeyen enstrümanlarından kopuz u tekrar bizle tanıştırmıştır. bunun yanında sanatçının kendi icadı olan perdesiz klasik gitar her geçen gün ülkemizde daha bir ilgi görmektedir. hoş, pek çok yetenekli sanatçı olsa da, oğur'un enstrümanından çıkan tını apayrıdır. eğer müziğine aşikarsanız, duyduğunuz yerde tanırsınız. doğum yeri ankara olan, ama her yerde kendini elazığlı'yım diye tanıtan sanatçı çok küçük yaşlardan itibaren elazığ da yaşamıştır. "benim okulum, elazığ köy düğünleridir" der. gerçekten de dahil olduğu her sanat ortamında, o sanatın en saf halini benimseyip bize aktarır. "insan yoktan bir şey var edebilir mi?" der oğur, "hayır, işte benim müziğimde öyledir, yalnızca hatırlarım ve hatırladığım kadarını çalarım"..

    birlikte çalıştığı sanatçılar arasında ismail hakki demircioglu, sezen aksu, djivan gasparyan, cengiz ozkan ve elbette bulent ortacgil vardır.

    tasavuffa olan ilgisi ile de bilinir. bu ilgi müziğini de etkiler -ki böyle saf bir sanatçıyı etkilememesi tuhaf olurdu-. " telvin trio" adında bir caz grubu kurup çeşitli denemeler yapmıştır. (telvin : tasavvufta, halden hale geçiş). grubun şu günlerde "telvin" adındaki ilk albümleri kalan muzik'ten çıkmıştır.
    (20.04.2006 00:27)

michael dudok de wit

    hollandalı yönetmen. geleneksel animasyon üstadlarındandır kendisi. 2000 yılında father and daughter ile kısa metraj animasyon dalında oscar almıştır. the monk and the fish (1994) ve tom sweep (1992) öteki filmleridir. filmlerin yanında, yönetmenin reklam çalışmaları da vardır. at&t için hazırladığı fimlerin her biri kısa film tadındadır.
    (20.04.2006 00:26)

father and daughter

    michael dudok de wit'in geleneksel tarzda kısa metraj animasyon filmi. 2000 yılında kısa metraj animasyon oscar'ını almıştır. fimin konusu kısaca, küçük yaşta babasını uğurlayan bir kızın hayatının geri kalanı boyunca babasının dönüşünü beklemesi ve ona duyduğu özlem olarak özetlenebilir. dudok de wit'in olağanüstü arkaplan çalışmaları filmde dikkati çeker. bunun yanında filmdeki karakterlerin yalnızca karartılardan ibaret olduğu halde her karakteri ayrı ayrı kalbinizde hissedebilirsiniz. harikulade bir modern sanat eseridir.
    (20.04.2006 00:25)

charles bukowski

    şairin "the man with the beautiful eyes" -türkçe'de "harikulade gözlü adam" ; c. bukowski, kapalı bir kapıdır cehennem, parantez yayınları- isimli şiiri 1999 yılında jonathan hodgson'ın aynı ismi taşıyan kısa metraj animasyon filmine konu olmuştur. film 2000 yılında kısa metraj animasyon dalında oscar'a aday gösterilmiş, lakin oscar'ı michael dudok de wit'in father and daughter ı almıştır.
    (20.04.2006 00:23)

gürol ağırbaş

    bülent ortaçgil ve erkan oğur'la birlikte konserleri mevcuttur. bu iki ustanın değişmez basçısıdır. erkan oğur'un mor dağlar adlı kaydında gürol ağırbaşın bası, en az oğur'un perdesiz gitarı kadar vazgeçilmezdir.
    (20.04.2006 00:22)

tim burton

    amerikalı yönetmen. stop motion tarzı animasyon filmleri "the nightmare before christmas" ve corpse bride ile stop motion işinin nasıl yapılacağı konusunda esaslı bir ders vermektedir. animasyon'a disney de başlayan burton, bu yıllar için "istediğim her şeyi çizmeme izin vardı, ama çizdiklerim hiç kullanılmazdı" diyor. bunun nedeni ise burton'un sıradaşı tarzının disney'in ki ile pek alakalı olmamasıdır. şayet burton'ın karanlık gotik tarzında çizgileri izleyicilere çocukluk korkularını yüzlerinde bir gülümseme ile hatırlatır. öte yandan devler, orklar ve etrafta koşuşan diğer pek çok küçük şey olmadan da, pekala peri masalı anlatılabileceğini gösterir.

    yönetmenin aynı zamanda "istiridye çocuğun hazin ölümü" adlı bir hikaye kitabı da vardır. ne yazıkki ülkemizde -hayret verici kadar güzel bir tercüme ile- om yayınları tarafından kısa bir süre basılmış, yayın evinin kapanmasının ardından da kitabın akıbeti meçhul olmuştur. bugün kadıköyde kitapçıların olduğu sokaklarda hala fellik fellik dolaşıp ikinci el bir kopyaya dahi razı olan geniş bir kitle bulabilirsiniz.

    ve "vincent".. tim burton'ın kısa metraj, bilinen ilk stop motion çalışması. disney'de çalıştığı yıllarda yaptığı bu film, vincent malloy adında ki bir çocuğun, korku filmi yıldızı olan vincent price'a olan hayranlığını anlatır. filmdeki şiiri tim burton kendi yazmıştır, seslendirme ise vincent price tarafından yapılmıştır. yıllar sonra burton, price'ın seslendirmesi için "hayatım da beni en çok etkileyen olaylardan biriydi.." diyecektir.
    (20.04.2006 00:21)

nazım hikmet ran

    "benerci kendini niçin öldürdü" adlı eserinde shakespeare'in macbeth'ine göndermeler vardır.

    lütfen karşılaştırın : benerci kendini niçin öldürdü - üçüncü bap - 4. bölüm ve macbeth - perde i - sahne 3
    (20.04.2006 00:21)

sayfa: 1-2

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.